IŞIK YARGIN
Görüntülenme: 7556

IŞIK YARGIN

GİRİŞİMCİ, SOSYAL, ENERJİK
Söyleşiyi Yapan: Yeliz Gül Ege
Yer: Akra Otel
Tarih: 18.01.2017

Galeri

Söyleşi

Öncelikle kız çocuğu Işık ile başlamak istiyorum. Hangi yılda, nerede doğru Işık Yargın ve o doğduğu yıllardaki kadına bakış nasıldı? Kız çocuğu Işık’ın ailesinde kadına bakış nasıldı?
Babam bir erkek çocuk sahibi olma hayaliyle üçüncü çocuğunu beklemiş olmasına rağmen kız çocuk dünyaya geldiğini öğrendiğinde çok mutlu olmuş bana her zaman anlatıldı ve ben de ailemde değer gören kadınlardan biri olarak yetiştirildim.
Anneniz?
Annem lise mezunu, kitap okumayı, kendini bizleri geliştirmede her zaman çaba içinde oldu. Annem çok iyi bir edebiyatçıydı, çok güzel şiirleri vardı, çok idealist bir kadın olarak rol modelimiz oldu.
Ebeveynlerinizin sizin üzerinizdeki etkileri olduğunu düşünüyor musunuz?
Her ikisinden de etkilendiğim yanlarım olduğunu ilerleyen yaşımla birlikte daha iyi algılıyorum. babamın girişimci ruhu, tökezlediği durumlarda amansız çözüm arayışı ve neşesi bende kendini gösteriyor. Hem annemin hem de babamın hayatın güzel, zorlukların aşılır olduğu yönündeki telkinleri bugünkü duruşumda hep etkili olmuştur. Annemin yazma yeteneği ile ürettikleri şimdi benim yazma merakımda mutlaka etkileri olmuştur.
Işık Yargın üniversite eğitimini Ankara'da aldı. Oradan başlayarak Üniversiteden sonra neler yaptıklarınız hakkında bizi bilgilendirirseniz seviniriz.
Üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. Üniversite ülkedeki kaotik bir döneme denk geldi. 74-78 yıllarında üniversite öğrencisiydim ve üniversitelerde devam zorunluluğunun kaldırıldığı bir döneme denk gelmesi nedeniyle iş hayatı ve okul hayatımı beraber yürüttüm.
Hangi alanda başladı iş hayatınız Yargın Hanım?
Bankacılık-finans sektöründe işe başladım. İngilizce sınavını verdiğim için Kambiyo bölümünde çalşmaya başladım.
Bankada kaç yıl çalıştınız?
Bankada 76'da banka memuru oldum, 85'e kadar yani 10 yıl ama bu 10 yıl boyunca yorulmadan dış ticaret konusunda yurt dışında eğitim almanın yollarını aradım. Bu nedenle devletin açtığı bir sınava başvurdum. Bu sınavla burs kazandım ve İngiltere'ye gittim. 1985'te, merkezi Midland Bank olan, Uluslararası katılımcılarla bir eğitime katıldım. Bankada çalışırken yüksek lisansı da tamamladım. Bankadan ücretsiz izinli kabul edilerek gittim.
Başka Türk var mıydı?
Hayır. Farklı ülkelerden banka ve finans sektöründen katılımcılar vardı. Örnek vermem gerekirse Kenyalılar ve Suudi Arabistanlılar, Almanlar, Finliler, Danimarkalılar çoğaltabilirim. Çok kalabalık bir ekiptik. Olağanüstü bir deneyim ve bilgi ile donatıldık. Genel bir eğitim verdikten sonra sizi şubelere ayırıyorlar. Bazıları borsada, bazıları uluslararası bankacılıkta çalışıyor. Ben de Avrupa Yatırım Bankasının Türkiye özelinde Turizm yatırımları proje kredileri üzerine eğitim aldım.
Kariyerinizde yeni bir dönem başladı diyebilir miyiz? Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avrupa Yatırım Bankası Turizm Yatırım Kredileri Uzmanı olmanın kapısını açtı. Gerçekten benim için çok büyük bir dönüm noktası oldu. Türkiye'ye döndükten sonra ülke şarlarına uygun: Bir yatırım nasıl değerlendirilir, hangi oranlar dikkate alınır, hangi kaynaklar olmalı, hangi altyapılar, hangi bürokrasi koşulları eğitimin ana hatlarına bağlı ancak ülkenin şartları ile uyumlu değerlendirmeleri kapsayan değerlendirme kriterleri belirleyerek raporlama esaslarını revize ettim. Avrupa Yatırım Bankası bu modele "Yargın Concept" adını vermiştir. Onur duydum.
Genç ve kadın olarak nasıl güven yarattınız zorlukları olmadı mı?
Çok çalışmak, doğru bilgiyi aktarmak, işbirliği içinde olduğunuz uluslararası kurumun gücü, kamu ile işbirliğinin gerekliliği, uluslararası anlaşmalar ve uygulanıyor olması sizi cinsiyetinizden bağımsız teknotrat olarak sistemin bir parçası yapıyor. Ofis çalışması yanı sıra sahada bulunmam gerekiyordu saha otel şantiyeleriydi belki 1980 li yılların sonundaki şartları göz önünde bulundurarak değerlendirildiğinde zorluktan söz edebiliriz. 
Işık Yargın kaç yılında Antalya’ya gelir ve nasıl gelir, neden gelir?
1991 yılında ülkemizi de etkisi altına alan Körfez Krizi ile riskli ülkeler statüsüne alınan şartlar neticesinde işsiz kaldım ve turizmin lokomotifi Antalya’ya geldim. Network gücünü de tecrübe ettiğim bir dönem oldu ve Antalya’da yabancı bir tur operatörünün incoming firmasını ortak olarak kurdum.
1991 yılında turizm sektöründe yer almaya başladığınızı anlıyorum. Antalya’nın o yıllardaki kadın profili nasıldı? Çalışma hayatında yer alıyorlar mıydı? Bildiğim ve hatırladığım şekliyle ekonomi tarım ağırlıklıydı, ben Antalya yerlisi olarak kadınların iş hayatında yer almadıklarını, çalışmadığını hatırlıyorum. Sizin gözlemlerinizi merak ediyorum.
1992 den bugüne Antalya’nın gerek ekonomik gerek sosyal gelişimine tanıklık eden, aktif olarak süreçlerin içinde yer alan biri olarak mukayese imkanı bularak değerlendirme yapabiliyorum. Turizm sektör olarak yeni hayat buluyordu. Özel sektör devlet teşvikleri ile turizm sektörüne kazandırılmaktaydı. Erkek egemen iş dünyası aksiyon alıyordu. Dolayısıyla iş insanı kadın yoktu, çalışma hayatında beyaz yakalı profesyonel çalışan kadın yoktu.
Mavi yakalı kadın istihdamı çok zordu. Bir örnek vermek gerekirse; şantiyelerden işletmeye geçen otellerin Kat Hizmetlilerinin kocaları kadınların erkeklerle aynı servise binmesine rıza göstermiyorlar ayrı servis kaldırılmazsa kadınlar işe gönderilmiyorlardı. Back ofislerde dahi kadın çalışan az sayıda idi. Mutfak çalışanı olarak hiç kadın yoktu. Kamuda çalışan kadınlar, meslek sahibi kadınlar elbette vardı. Tarım sektöründe aile işinde çalışan kadınlar şüphesiz bulunurdu. Aile dışı kadın istihdamı kayıtlı değildi.
Çok hızlı bir şekilde turizmin insana dayalı bir iş olduğu algısı gelişti cinsiyet ayrımcılığından hızla uzaklaşıldı. Dolayısıyla toplumda bunu hızlıca benimsedi. Zira turizmin dinamikleri toplumu dönüştüren güçte.
Ben kültür etkileşimini kendi ailemi de göz önüne alarak değerlendiriyorum ve turizmin dönüştürücü gücünü deneyledim. Ailemiz köy imkanları ve zihniyeti ile kalabilirdi. Bu durum şartlara bağlı ve doğal olurdu. Lakin Kemer ilçesinin turizm sektörü ile etkileşimini başlamasıyla birlikte pansiyonumuza İstanbul’dan gelen misafirlerimiz, Almanya ve diğer ülkelerden gelen misafirlerimizden öğrendiklerimiz dönüşümün anahtarı oldu. Annem ve baban ilkokul mezunu. O kadar net hatırlıyorum ki onların giyiminden öz bakımlarına kadar gözlemledikleri, kurdukları dostluklar yozlaşmadan ailemi ve yetiştirdikleri çocukları olarak beni ve kardeşimi bugünkü yaşam gustomuzu belirleyici oldu. Ben bu anlattıklarınızı yaşayan kendilerini ve çevrelerini dönüştüren bir ailenin üyesi olarak  söylediklerinizi o kadar iyi anlıyorum ki burada kayıt altında olmasını istedim.
Sivil Toplum Örgütlerinde aktif olarak yer alıyorsunuz nasıl başladınız?
Ben 1990’lı yıllarda Antalya’da yerleşik hayata ve iş hayatının yeni dönemine başlamıştım. Ekonomik hayat Antalya’da yön değiştiriyor kitle turizminin etkisi ekonomiyi, iş yapış şekillerini ve turizmi besleyen yan sektörlerin hayat bulmasını sağlıyordu.
Hızlı gelişmeler uyum sorunlarını, değişimin dinamiklerinin geleneksel iş yapılarının tepkilerine de sebebiyet veriyordu. Ortaya çıkan sorunları iş dünyasını temsil eden bir sivil toplum örgütü ile hareket ederek ortadan kaldırabileceğime inanıyordum. Kentte iş insanlarını temsil eden STK bir iş "ADAMLARI" derneğiydi. Kapıdaki ismini engel olarak kabul etmeyerek üye olmak üzere müracaat ettim.
İlk kadın üye olmak talebiyle ve “İş Adamları” arasında yer almak üzere değil mi?
İlk kadın üye olarak oraya müracaat ettiğimde şaşırdılar.
 “İş adamları ne işiniz var” diye sordular mı?
Kapıda iş adamları yazıyor. Saygıyla karşıladılar ama reddetmek için tereddütleri yoktu.
Başkan kimdi?
Sadık Badak, kabul etti, sohbet ettik, kendimi anlattım, neden orada olmak istediğimden söz ettim. Ama Kadın üye almadıklarını ve ısrar etmemem gerektiğini anlattılar. Ben ısrar da devam edince üye olarak değil ama aylık toplantılarına katılabileceğimi söylediler. Bir yıl sonra 1994 yılında üye olarak kabul edildim. Bir Anadolu SİAD'da ilk kadın üye olarak yer almış olmam gururumdur.
Sonra yönetim kuruluna girerek karar mekanizmasında yer almak ne zaman oldu?
1999 Yılında yapılan Genel Kurulda rahmetli Güngör Pekşen listesinden girdim.
Ancak hikayesi enteresandır. STK Genel Kurullarına geçmişte valiler de davet edilirler ve katılırlardı da, Ben genel kurul tarihinde iş nedeniyle Almanya'dayım ve katılamıyorum. Zaten Yönetim Kuruluna alınmakla ilgili bir bilgi olmadığı gibi böyle bir talebim olup olmadığı da sorulmamıştı yani listede adım yoktu. Sayın Tuğlu üye listesine bakıyor orada adımı ve cinsiyetimi görünce "tek kadın üyeniz var ve Yönetim Kurulu Listesinde adı yok" diyerek serzenişte bulunuyor. Bir telefon aldım, siz ANSİAD yönetim kurulu üyemiz oldunuz dediler hem şaşırdım hem mutlu oldum ama merak da ettim. Rahmetle anarak Güngör Pekşen net ve samimi bir kişilikti, hikayeyi açık yürekle anlatmıştı.
Bir hususu daha eklemek isterim. Gerek STK içinde gerek ortağı olduğum şirketlerimde cam tavan sendromunu çok yaşadım. Ancak pes etmedim ve çok çalışarak engelleri aştım. Anılarımı yazdığım zaman tüm detaylarını da paylaşmış olurum.
Sivil toplum örgütlerindeki ilk deneyiminiz ANSİAD’ın Yönetim Kurulu Üyeliği ve benim de bildiğim bir süreç. Yönetim kurulu üyesi olarak yönetim kurullarında pasif değil aktif üye olarak karar verici olduğunuzu biliyorum ve toplumda insiyatif alan ve kullanan bir kadın modeli oldunuz. Sizi Örnek alan kadınlar oldu mu?
Benim üye olduğum zaman 1990'lı yılların başıydı şirketlerde kadınlar karar mekanizmalarında yer almıyorlardı. İş hayatını temsil eden STK lara kadın ilgisi azdı. Ancak aktif olarak ANSİAD içinde insiyatif almam farkındalık yarattı hemcinslerimin takdiri ile karşılandı ve modellendi. Gerek iş kadını derneklerinin kurulması, gerekse kadın erkek bir arada iş  derneklerinin sayısının artması, genç aktivistlerin açık yüreklilikle “siz idolümdünüz” demeleri çok sayıda genç kadın tarafından modellendim diye düşünmemi sağlıyor. Hepsine minnettarım.
İş hayatını birazcık bırakalım kişisel hayatınızı konuşalım istiyorum. Işık Yargın nasıl bir annedir?  
I.Y:Hem otoriter hem sevecen hem model olmaya çalışan. Zor yaşam koşullarını çocuklarımın zarar görmeden üstesinden gelmek. Akşamları onlarla vakit geçirmek, ruhlarını doyurmak, yaratıcılıklarını ortaya çıkarmalarına yardım eden ortamı hazırlamak, benim yetersiz olduğum alanları açıklıkla kendime itiraf ederek ve profesyonel destek alarak hayatı sevmelerini sağlamak önceliklerimdi. Bugün hayatlarından memnun olmaları, mutlu bireyler olarak hayallerini gerçekleştiriyor olmaları, cinsiyet eşitliği alanındaki duyarlılıkları, insana, kadına saygıları, toplumda ve sosyal çevrelerinde sevilen bireyler olmaları benim kendimle ve anne kimliğimle gururlanmamı sağlıyor. En önemlisi çocuklarımın bana sıklıkla teşekkür ediyor olmaları. Anneliğimin ödülü bu olmalı.
TOBB’un iller bazında her ilin Ticaret Sanayi Odalarına bağlı olarak kurduğu İl Kadın Girişimciler Kurulu diğer bir çalıştığınız platform oldu. Başkanlığını da yaptınız. Kaç yıl başkan olarak çalışma yaptınız? Başarılı bir başkanlık geçirdiniz bizzat şahidim. Başlangıç anından ele alarak süreci anlatır mısınız?
I.Y:Kurulduğu yıl 2000'li yılların başı ve tabi o yılların dinamikleri ile değerlendirmek yerinde olur hem ülke genelinde hem de kentimiz açısından.
İş hayatında ve toplumda bilinen benimde aralarında olduğum ATSO üyesi kadın iş insanları ve meslek odalarının temsilcileri kadınlar oluşuma davet edildik. İŞ dünyası ile ilgili STK ları değerlendirirken söylediğim gibi Kadın Girişimciler Kurullarının  kuruluş yıllarında kadının şirketlerde karar mekanizmalarında yer almaları da ilgisi de azdı yanı sıra girişimci kadın sayısı da azdı. Kuruluş amacını Kadın Girişimciliğini özendirmek ekseninde ele aldığımızda söylediğim daha iyi anlaşılacaktır. İş hayatında ve karar mekanizmalarında yer alan toplumda karşılığı olan kadınlar öncelikle oluşuma davet edildi. Süreç amacın gerçekleşmesini sağlayan çalışmalarla, farkındalığı toplumun her katmanına yaydı.
Böyle tavsiye ve davetle başlayan süreç kısa sürede kadınların atamayı kabul etmeyerek seçimle iş başına gelme taleplerini yarattı. 2. dönem  seçime girerek listemle seçim kazandık ve tekrar görev alarak etkili ve kuruluş amaçlarını karşılayan çalışmalara liderlik etme imkanım oldu.
Dinamizm yaratmak, dönüşümün bir parçası olmak, yerel ve ulusal işbirlikleri içinde olmak ve nüfusun yarısını oluşturan kadınlar için adanmış olmak hayatımın eşsiz dönemlerinden biriydi.
Seçime girme ve mücadele etmenizi çok kıymetli buluyorum. Özetle kuruluş amacını da karşılayan çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
I.Y:Ülkemizdeki kadın girişimci potansiyelinin nicelik ve nitelik bakımından geliştirilmesi ve daha donanımlı hale getirilmesi amacıyla kadınlara kişisel gelişim yollarını öğreterek kariyer geliştirme fırsatları sunmak üzere; Girişimci ruhlu kişilere, bu özelliklerini daha etkili ve verimli kullanabilmelerini sağlayacak ve iş kurmayı düşünenlere kuruluş ve devamında işi sürdürme süreçlerinde ihtiyaçları olacak temel bilgileri vermek ve yol göstermek amacıyla seminer, panel ve bunun gibi eğitim etkinliklerinde bulunmak üzere ulusal ve yerel işbirlikleri yaparak ekonomik değer yaratabilecek kadın potansiyelini harekete geçiren projeler yaptık.
Kadın kooperatiflerinin önemine altlık oluşturan çalışmalar, Kovanlık Halılarının ekonomik değer ve tanıtım enstrümanı olarak yeniden hayat bulması için BAKA tarafından fonlanması, Coğrafi İşaretli bir değer haline gelmesine katkı sağlamak
Ekonomik değer yaratan girişimini gerçekleştirmiş kadınların toplumun dikkatine sunmak ve ödüllendirmek üzere yarışma ve girişimci potansiyellerini ve ev eksenli üretimlerinin ekonomiye kazandırılması şartlarının neler olduğuna dikkatlerini çektiğimiz bir diğer yarışma kategorisi açmak ve uygulamak
Toplam Kaliteden, teknolojinin olanaklarını iş hayatında kullanılmasının önünü açan eğitimler Boğaziçi Üniversitesinin İşletme programı ve elbette Antalya Kadın Müzesinin fikirden eyleme yolculuğunu başlatan yoğun çalışmalarını başlıcaları olarak saymak isterim.
Bizim bilmediğimiz ya da sizin eklemek istediğiniz şeyler nelerdir?
I.Y:İş ve özel hayatımızı renklendiren bu kadar çabayı taçlandıran ödüllerim de oldu süreçte.
2002 Yılında Dünya Gazetesinin düzenlediği Başarılı İş Kadınları 2002 yılı Ödülünü aldığım İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi sahnesinde kendimi çok iyi hissettim.
2009 Yılında GB Kagider Yılın Kadın Girişimcisi Yarışmasında Başarı Belgesi ile onurlandırıldım.
2011 Yılında ANTİKAD Yılın İş Kadını olarak Dünya Kadınlar gününde onurlandırıldım.
2014 Yılında ANSİAD Güngör Pekşen Girişimcilik Özel ödülü ile onurlandırıldım.
2001-20015 yaklaşık 15 yıl süreyle SABAH Akdeniz Gazetesinde ekonomi, kadın ve genç girişimciliği üzerine haftalık köşe yazıları yazdım. Köşemin Adı “Sabah Işığı” toplam 750 makalem yayınlandı.
2006-2013 Şirketimizin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında dezavantajlı gençlerin Mesleki Eğitimini Yaptığım Meslek Okulları uygulaması ile BM raporlarına En iyi Uygulama olarak geçtim. Antalya Merkez, Manavgat, Alanya, Fethiye ve Marmaris’te Turizm Sektörüne ara eleman yetiştirerek sektöre katma değer yarattım. Yetki ve iş birliği Şirketimiz ve MEB iş birliği Protokolü çerçevesinde gerçekleştirildi.
2001 den başlayarak halen ANSİAD GİRİŞİMCİLİK Masası başkanı olarak Kadın Girişimciliği ve Genç Girişimciliği için projeler geliştirilmesinde uygulamasında heyecanla yer almaktayım Antalya’da Girişimcilik Eko sisteminin oluşabilmesi için Önemli Uluslararası bir Melek Yatırımcı ağının Antalya’ya gelebilmesine öncülük ettim.
Antalya Kadın Müzesinin hayata geçiş serüveninde Fikirden eyleme dönüşüm yolculuğunda var oldum.
Hukuk devleti olmazsa, güçler ayrılığına önem verilmezse, ülkede ne demokrasiden söz edebiliriz ne de Cumhuriyet’in kurucu değerlerinden söz edebiliriz görüşümü 2000’li yılların başında ifade etme cesaretini gösterdim ve Yönetim Kurulu ile Yüksek Danışma Kurulu üyeleri oybirliği ile önerimi kabul ettiler ANSİAD Yargıda Reform Çalışmasını ve zirvesini gerçekleştirildi.
Antalya Kalite Derneğine başkanlık yaptım.
Hemen hemen her söyleşide yönelttiğim bir soruyu size de son soru olarak yöneltmek istiyorum. Bir daha dünyaya gelseydiniz, yine kadın mı olurdunuz, kadın mı olmayı istersiniz.
Aman ya rabbim çok zor bir soru bu. Kadın cinsiyetimle çok başarılı olduğumu düşünüyorum. Ama bu yaşıma kadar o kadar çok "cam tavan"la karşılaştım ki…yaşamı sürdürürken erkeklerden daha fazla efor harcamak zorunda olmamıza rağmen yine de  kadın olarak gelmeyi isterim. Kadının mücadele gücüne ve yaratıcılığına inanıyorum. Kadın hedef belirlerse hayallerinin ötesine geçebilir. İlgi alanımda artık gençler ve çocuklar var. Çocuklar İçin Felsefe alanında çocuk masalları yazıyorum. Torunuma yazarak başladığım hobi artık yayınlanan bir eser oldu. “Maya’ya Masallar Evrenin Sırrı Su”. Tekrar etmem gerekirse evet Kadın olarak dünyaya gelmiş olmaktan çok mutluyum. Tekrarlansın isterim.
Antalya Kadın Müzesi, oluşumu, sizin için ne ifade ediyor? Bunun Antalya ve Türk kadını için önemi nedir? Ayrıca kadınlara ne mesaj verirsiniz?
Antalya Kadın Müzesi hakikaten çok şahane bir fikir olarak, sevgili Yeliz  senin tarafından Antalya Kadın Girişimciler Kurulu yıllık hedefleri belirlenirken sunuldu. Kadının varlığını fark ettirmekle ile ilgili çok önem verdiğimiz bir çalışmaydı.
Dünyadaki kadın müzelerinin kuruluş amaçlarında olduğu gibi; kadınların ekonomiye, kültüre, bilime, topluma sağlamış oldukları katkıları görünür kılmak ilkesiyle heyecanla çalıştık.  Fikrin hayata geçebilmesi ile ilgili yoğun çabalar gerektirdiğini de elbette biliyorduk. Bu bir tanıtım öğesiydi aynı zamanda ülkemiz için ve turizmin lokomotifi olarak sözünü ettiğimiz Antalya için de. Dolayısıyla en yakışacak yer Antalya Tanıtım Vakfı olduğunu biliyorduk. Bu konuda ortak bir akılla konu Antalya Tanıtım Vakfına, sevgili Yeliz  marifetiyle taşındı ve geleceğe çok önemli bir yatırım yapıldı. Bu kadınlar için bir yatırımdı. Gelecek için, çocukları yetiştiren kadınların sosyal hayattaki duruşlarını destekleyecek  altyapıların kurulması için bir yatırımdı ve kadın için sürdürülebilir yapılar kurulmasını sağlayacak organizasyonel bir yatırımdı. O açıdan Antalya’dan çıkacak bir ışık hem Türkiye’ye bir model olacak, hem kadınları geleceğe taşıyacak. Ben hem çok heyecanlıyım hem de bu çorbada tuzumuzun olması bakımından da hep gururluyum. Bunu gururla, her zaman yad ediyorum.
Çok genel kabul edilmesin lütfen kadınlar kendilerini gerçekleştirmek için eğitimden vazgeçmeden, kendilerinin ve güçlerinin farkında olarak cesaretle hayatın her alanında karar mekanizmalarında yer almak için yol açsınlar ve yollarında yürüsünler.
 
 

 
IŞIK YARGIN